kalakalmak

listen to the pronunciation of kalakalmak
التركية - الإنجليزية
to stand aghast
to be left open-mouthed, be left dumbstruck
kal
{f} remain

Words fly away, the written remains. - Söz uçar, yazı kalır.

Words fly, texts remain. - Söz uçar, yazı kalır.

kal
devolve
kal
hover over
kal
{f} stay

I'd like to stay one more night. Is that possible? - Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?

He stayed in New York for three weeks. - O, üç hafta New York'ta kaldı.

kal
{f} staying

I should study now, but I prefer staying on Tatoeba. - Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.

I'm now staying at my uncle's. - Şu an amcamın evinde kalıyorum.

kal
{f} remaining

The door remaining locked up from inside, he could not enter the house. - Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.

The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife. - Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.

kal
word, talk
kal
snub
kal
remains

He remains loyal to his principles. - O, prensiplerine sadık kalıyor.

The problem remains to be solved. - Sorun çözülmeden kalır.

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف kalakalmak في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

kal
Era
kal
Strife
الإنجليزية - التركية

تعريف kalakalmak في الإنجليزية التركية القاموس.

KAL
(Askeri) kritik unsurlar listesi (key assets list)
kalakalmak
المفضلات