There is a small brown dog under that table.
- Şu masanın altında küçük kahverengi bir köpek var.
When I was little, I wanted to have a pet brown bear to scare my neighbors.
- Ben çocukken, komşuları korkutmak için bir evcil kahverengi ayım olsun istedim.
Tom has a mahogany desk.
- Tom bir kızıl kahverengi sıraya sahip.