He promised to meet him at the coffee shop.
- Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
I am thirsty. I would like to have a cup of coffee.
- Çok susadım. Bir fincan kahve istiyorum.
Our delicious coffee is made from freshly roasted coffee beans.
- Bizim lezzetli kahvemiz taze kavrulmuş kahve çekirdeklerinden yapılır.
I grind my own coffee beans every morning.
- Her sabah kendi kahve çekirdeklerimi ben öğütürüm.
I often drink coffee at that cafe.
- Ben o kafede sık sık kahve içerim.
I had a cup of coffee at the cafe.
- Kafede bir fincan kahve içtim.
This coffee is a blend of Java and Brazil.
- Bu kahve Java ve Brezilya'nın bir karışımıdır.