I had a cup of coffee at the cafe.
- Kafede bir fincan kahve içtim.
He eats lunch at a cafeteria.
- O öğle yemeğini bir kafeteryada yer.
Shall we stop in at a coffee shop?
- Bir kafeteryada duralım mı?
Let me treat you to a cup of coffee at the coffee shop over there.
- Oradaki kafeteryada sana bir fincan kahve ısmarlayayım.
He thought that it was like a bird cage.
- Onun bir kuş kafesi gibi olduğunu düşündü.
The bird flew into the cage.
- Kuş kafesin içine uçtu.
He thought that it was like a bird cage.
- Onun bir kuş kafesi gibi olduğunu düşündü.