I was just wondering how much it would cost to have my car washed and waxed.
- Ben sadece arabamı yıkatmanın ve cilalatmanın kaça mal olacağını merak ediyordum.
You had better ask him in advance how much it will cost.
- Kaça mal olacağını ona peşinen sorsan iyi olur.
He barely escaped being hit and killed by a car.
- Araba tarafından çarpılmamak ve öldürülmemek için kıl payı kaçtı.
His escape attempt was successful.
- Kaçış denemesi başarılıydı.
How many kids do you have?
- Kaç tane çocuğun var?
How many times does the bus run each day?
- Otobüs her gün kaç kez çalışır?
How old is your oldest son?
- En büyük erkek evladın kaç yaşında?
How many pens do you have?
- Kaç tane dolma kalemin var?
How many pens do you have?
- Kaç tane dolma kalemin var?
How many kids do you have?
- Kaç tane çocuğun var?
Tom absconded with all the money donated for earthquake relief.
- Tom deprem yardımı için bağışlanan tüm parayla birlikte kaçtı.
He absconded with the money.
- O, para ile birlikte kaçtı.
When did Tom break out of prison?
- Tom ne zaman hapishaneden kaçtı?
Tom was the one who helped me break out of jail.
- Tom hapisten kaçmam için bana yardım eden kişiydi.
Layla has probably run off again.
- Leyla muhtemelen yine kaçtı.
Why did you run off to Boston?
- Neden Boston'a kaçtın?
Seize this brigand! Prevent him from escaping!
- Bu haydutu yakalayın! Kaçmasına müsaade etmeyin!
The prisoners are escaping!
- Mahkumlar kaçıyorlar!
Tom felt the urge to run away.
- Tom kaçma arzusu hissetti.
When they are in danger, they run away.
- Onlar tehlikede olduğunda, kaçarlar.
He resigned and fled the country.
- İstifa etti ve ülkeden kaçtı.
She fled for fear of being caught.
- O yakalanma korkusuyla kaçtı.
We should get out of here now.
- Buradan hemen kaçmalıyız.
What time did you get out of bed yesterday?
- Dün saat kaçta yataktan çıktın?
Brown and his friends were forced to flee.
- Brown ve arkadaşları kaçmak zorunda bırakıldılar.
There is no reason for her to flee.
- Onun kaçması için bir sebep yok.
They had to elope somehow.
- Onlar bir şekilde kaçmak zorunda kaldı.
Layla has eloped with Fadil.
- Leyla, Fadıl'la kaçtı.