kızartmak

listen to the pronunciation of kızartmak
التركية - الإنجليزية
{f} roast

Dad uses fire to roast a chicken. - Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.

broil
to redden; to fry, to toast, to roast
fry

Baking a cake takes more time than frying an egg. - Pastayı pişirmek yumurta kızartmaktan çok daha fazla zaman alır.

Their job is to fry the potatoes. - Onların işi patatesleri kızartmak.

toast
(cilt) rubify
rubefy
grill
chap
flush
redden
(Gıda) deep fry
torrefy
charbroil
to roast
sear
brown
bake
blush
kızartma
fry

Have you ever thought about baking your potatoes instead of frying them? - Sen hiç onları kızartma yerine patateslerini fırında pişirmeyi düşündün mü?

Tom burned his fingers on a hot frying pan. - Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.

kızartma
(a) fried food
kızartma
frying

Tom burned his fingers on a hot frying pan. - Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.

The frying pan is rusty. - Kızartma tavası paslı.

kızartma
frying; toasting, roasting; fried food, broiled food; fried
kızartma
1.frying
ekmek kızartmak
toast
kızartma
broiled food
kızartma
(Gıda) roasted
kızartma
fried food
kızar
{f} fried

Fried food does not agree with me. - Kızartılmış yiyecek bana yaramıyor.

Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw. - Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.

kızar
become red
kızartma
roast

I love roast chicken. - Tavuk kızartmasını seviyorum.

The roast beef was delicious with horseradish sauce. - Kızartma sığır eti, yabanturpu sosu ile lezzetliydi.

kızartma
rubefaction
bol yağda kızartmak
deep-fry
cızırdatarak kızartmak
frizzle
fırında kızartmak
roast
kesip hemen kızartmak
(tavuk) spatchcock
kızar
fry

Tom offered Mary a French fry and she took one. - Tom Mary'ye bir Fransız kızartma sundu ve o bir tane aldı.

Tom burned his fingers on a hot frying pan. - Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.

kızartma
saute
kızartma
fritter
patates kızartmak
fry potato
yüzü kızartmak
flush
yüzünü kızartmak
put to the blush
ızgarada kızartmak
broil
التركية - التركية
Kızgın yağda pişirmek
Kızarmasına sebep olmak
(Osmanlı Dönemi) TAHMİR
kızartma
Kızartmak işi
kızartma
Kızartılarak pişirilmiş
kızartma
Kızartılarak hazırlanmış yemek
Kızartma
tezgeldi
kızartmak
المفضلات