She contributed to the Red Cross.
- Kızıl Haç'a katkıda bulundu.
He anonymously donated a large sum of money to the Red Cross.
- O, kızılhaç'a isimsiz olarak büyük bir miktarda para bağışladı.
Several hundred years ago, scarlet fever epidemics killed thousands of people throughout the continent.
- Birkaç yüzyıl önce kızıl hastalığı salgını kıtanın her yanında binlerce insanı öldürdü.
Several hundred years ago, scarlet fever epidemics killed thousands of people throughout the continent.
- Birkaç yüzyıl önce kızıl hastalığı salgını kıtanın her yanında binlerce insanı öldürdü.
Do you know any redheads?
- Hiç kızıl saçlı birini tanıyor musun?
Tom is a redhead, isn't he?
- Tom kızıl saçlı, değil mi?
She was a member of the Red Army Faction.
- O, Kızıl Ordu Fraksiyonu'nun bir üyesiydi.
Tom has a mahogany desk.
- Tom bir kızıl kahverengi sıraya sahip.
Tom is a redhead, isn't he?
- Tom kızıl saçlı, değil mi?
Adil the Kazakh believes that Neanderthals had red hair.
- Kazakistanlı Adil, Neandertallerin kızıl saçlı olduklarına inanıyor.