I am shearing the sheep.
- Koyunları kırkıyorum.
My father will be forty soon.
- Babam yakında kırk yaşında olacak.
Ten, twenty, thirty, forty, fifty, sixty, seventy, eighty, ninety, one hundred.
- On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.