Pass me the broom and dustpan, please. I spilled some crumbs on the floor.
- Bana süpürge ve faraşı ver lütfen. Yere bazı kırıntılar döktüm.
There is a crumb in his beard.
- Onun sakalında bir kırıntı var.
Tom fed his dog table scraps.
- Tom köpeğini masa kırıntılarıyla besledi.
The restaurant owner allowed her to take table scraps home to feed all of her dogs.
- Restoran sahibi tüm köpeklerini beslemesi için onun masa kırıntılarını eve götürmesine izin verdi.
He ate every bit of his dinner.
- Yemeğinin her kırıntısını yedi.
The restaurant owner allowed her to take table scraps home to feed all of her dogs.
- Restoran sahibi tüm köpeklerini beslemesi için onun masa kırıntılarını eve götürmesine izin verdi.
She would often bring home table scraps from the restaurant where she worked to feed to her dog.
- O, köpeğini beslemek için çalıştığı restorandan sık sık masa kırıntılarını getirirdi.