There's a hair in my soup.
- Çorbamda bir kıl var.
I think hairiness is a symbol of masculinity, so I really like it.
- Kıllılığın erkekliğin bir sembolü olduğunu düşünüyorum, bu yüzden gerçekten seviyorum.
Tom took the pillowcase off the pillow.
- Tom yastıktan yastık kılıfını çıkardı.
Where are the clean pillowcases?
- Temiz yastık kılıfları nerede?
Fiber-optic cables are made up of tiny glass fibers which are as thin as human hairs.
- Fiber-optik kablolar insan kılları kadar ince minik cam elyafından oluşur.
Tom has a hairy chest.
- Tom'un kıllı bir göğsü var.
Tom raised his hairy fist.
- Tom kıllı yumruğunu kaldırdı.