kıl'

listen to the pronunciation of kıl'
التركية - الإنجليزية

تعريف kıl' في التركية الإنجليزية القاموس.

kıl
bristle
kıl
hair

There's a hair in my soup. - Çorbamda bir kıl var.

Tom doesn't have hairy arms. - Tom'un kıllı kolları yok.

kıl gibi
capillary
kıl testere
fret-saw
kıl
nerd
kıl
pesky
kıl
irksome
kıl dönmesi
(Tıp) incarnatus
kıl dönmesi
(Tıp) dermoid cyst
kıl etmek
nettle
kıl keçisi
(Çiftçilik) hair goat
kıl kurdu
threadworm
kıl kurdu
enterobius vermicularis
kıl olmak
(Argo) hate
kıl payı
within a hair's breadth
kıl payı
(deyim) hairsbreadth
kıl payı
(deyim) a hair's breadth
kıl tela
(Tekstil) hair lining
kıl
nerk
kıl
(İnşaat) fiber

Fiber-optic cables are made up of tiny glass fibers which are as thin as human hairs. - Fiber-optik kablolar insan kılları kadar ince minik cam elyafından oluşur.

kıl
pesty
kıl
wanker
kıl
tricho-
kıl
disorder hair on the body
kıl dönmesi
Pilonidal sinus: A pilonidal sinus is an infected tract under the skin, usually between the buttocks, in the natal cleft. There is usually a small and pen cavity containing a tuft of hair and can be oozing pus
kıl testere
fret saw
kıl
trichome
kıl
slang someone one cannot stand, someone who makes one sick
kıl
hair; bristle; nerk, nerd, wanker, killjoy, weirdo, drip; irksome, pesky, pesty, fussy, blood-minded
kıl
goat hair
kıl
(made of) bristle
kıl
slang (someone) one cannot stand, who makes one sick
kıl
a (human) hair (especially one not of the scalp); an animal hair; bristle
kıl
hairy

Tom has really hairy arms. - Tom'un gerçekten kıllı kolları var.

Tom has a hairy chest. - Tom'un kıllı bir göğsü var.

kıl
moody
kıl
(made of) goat hair
kıl (kadar) kalmak
to come within an inch (of): Kıl kaldı boğulacaktı. He very nearly drowned
kıl alma
depilation
kıl cetvel
straight-edge
kıl dökme
liming
kıl dökücü
depilatory
kıl dökücü ilaç
depilatory
kıl elek
hair sieve
kıl etmek
to nettle
kıl fırça
1. brush (made of bristle). 2. brush made of one hair (used by a miniaturist)
kıl gibi
bristly
kıl gibi
hairy
kıl gibi
setigerous
kıl gibi ince organ
stylet
kıl giderici
depilatory
kıl gömlek
hairshirt
kıl herif
fussy bloke, sod
kıl herif
fussy bloke
kıl kadar just the tiniest bit of, a
very small amount of
kıl kadar mesafe
hairbreadth
kıl kapmak
become suspicious
kıl kumaş
haircloth
kıl kökü
(Hayvan Bilim, Zooloji) hair root
kıl mordanı
hair mordant
kıl olmak
slang to be unable to stomach (someone)
kıl payı
by a hairbreadth
kıl payı
by a neck, by hair's breadth, by the skin of one's teeth
kıl payı
by a shave
kıl payı
1. hairbreadth, infinitesimal. 2. by the skin of one's teeth, narrowly
kıl payı
by a fraction of an inch
kıl payı
by a hair

We escaped death by a hair's breadth. - Kıl payı ölümden kurtulduk.

kıl payı
by a hair's breadth
kıl payı
just

Tom just missed the train. - Tom kıl payı treni kaçırdı.

kıl payı kadar ara
hair's breadth
kıl payı kalmak
to come within an inch of
kıl payı kaybetmek
to lose by a hair's breadth
kıl payı kazanmak
nose out
kıl payı kaçış
a close shave, a narrow shave
kıl payı kurtulma
close shave
kıl payı kurtulma
a close shave
kıl payı kurtulmak
escape by a hairbreadth
kıl payı kurtulmak
to have a close call
kıl payı kurtulmak
have a narrow squeak
kıl payı kurtulmak
have a close squeak
kıl payı yenmek
edge out
kıl süzgeç
hair sieve
kıl testere
fretsaw
kıl testere
fretsaw, scroll saw
kıl testere
compass saw
kıl testere
panel saw
kıl testere
bracket saw
kıl testere
ribbon saw
kıl tip
twerp
kıl tüyleri
down feathers
kıl tüyü
(Hayvan Bilim, Zooloji) filoplume
kıl yay
hairspring
kıl çadır
haircloth tent
kıl çatlak
haircrack
kıl çatlağı
dancing roller
kıl çekmek
slang to flatter, soft-soap
kıl çizgi
hairline
kıl şaşmadan painstakingly
without leaving an i undotted
ince kıl
tentacle
burunundan kıl aldırmamak
to be very conceited and unapproachable
domuzdan kıl çekmek/koparmak
to wangle something out of a stingy or disliked person
sana kıl oluyorum
you make me sick
sana kıl oluyorum
you irritate me
sert kıl
setal
sert kıl
setaceously
sert kıl
bristle
tereyağından kıl çeker gibi
very easily
tereyağından kıl çeker gibi
swimmingly
tereyağından kıl çeker gibi as easy as taking candy
from a baby, as easy as falling off a log
tereyağından kıl çeker gibi iş
plain sailing
yağdan kıl çeker gibi
as easy as pie, as easy as falling off a log
yağdan kıl çeker gibi
with the greatest of ease, as easy as taking candy from a baby, as easy as falling off a log, as easy as one-two-three
التركية - التركية

تعريف kıl' في التركية التركية القاموس.

KIL'
(Osmanlı Dönemi) (C.: Kılâ) Gemi kanadı
KIL'
(Osmanlı Dönemi) Eyerde oturmayan kimse
KIL
Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı
KIL
Keçi tüyünden yapılmış veya dokunmuş olan: "Sana kız mı verirler / Kıl şalvar giymeyincek."- H. Türküsü
KIL
Bitkilerde görülen, genellikle silindirimsi, içi boş, çok ince uzantı
KIL
Keçi tüyü
KIL Ü KAL
(Osmanlı Dönemi) (I ve A, uzun okunur) Dedikodu
kıl
Keçi tüyünden yapılmış veya dokunmuş olan
kıl
Kılığı ve görünümünden, davranışlarındanhoşlanılmayan kimse
kıl burun
Deniz içine uzanmış ince kara parçası
kıl keçisi
Vücut rengi beyazdan siyaha kadar değişmekle beraber en çok siyah renklisi görülen yerli bir keçi türü, karakeçi
kıl kuyruk
Züğürt, niteliksiz, kılıksız
kıl kuyruk
Zayıf, çelimsiz
kıl otu
Dağlık çayırlarda yetişen ince ve sert yapraklı bir bitki (Nardus)
kıl payı
Çok az
kıl testere
Çok ince bir tür testere
kıl yumağı
Saç yeme alışkanlığı olan kimselerin midesinde oluşan ur
kıl çadır
Keçi kılından dokunmuş parçalarla kurulan çadır
LÂYA'KIL
(Osmanlı Dönemi) Aklı başında olmıyan, dalgın, bîhoş. Yaptığını bilmez
MA'KIL
(Osmanlı Dönemi) Melce'. Sığınacak yer