تعريف kül في التركية الإنجليزية القاموس.
- ash
Please remove the ashes from the stove.
- Lütfen ocaktan külleri temizle.
The wood was kindled, the flames arose, and a mouldering heap of ashes was soon all that remained of Mrs Askew and her fellow martyrs.
- Koru yakıldı, alevler yükseldi, ve kısa sürede bayan Askew ve arkadaş şehitleriyle ilgili geriye kalan bütün şey dökülen bir küller yığınıydı.
- ashes
The big fire reduced the whole town to ashes.
- Büyük bir ateş bütün kasabayı kül haline getirdi.
Please remove the ashes from the stove.
- Lütfen ocaktan külleri temizle.
- cinder
When Cinderella heard midnight sounding, she left immediately.
- Külkedisi gece yarısı sesini duyunca, hemen ayrıldı.
My grandmother told me the story of Cinderella.
- Büyükannem bana Külkedisi hikayesini anlattı.
- cinders
- ash, cinders
- whole
The big fire reduced the whole town to ashes.
- Büyük bir ateş bütün kasabayı kül haline getirdi.
All people shall have the right to maintain the minimum standards of wholesome and cultured living.
- Tüm insanlar sağlıklı ve kültürlü yaşam minimum standartlarını koruma hakkına sahip olacaktır.
- kül tablası
- ashtray
Kissing a person who smokes is like licking an ashtray.
- Sigara içen bir kişiyi öpmek kül tablası yalamak gibidir.
My doctor told me to pee in a cup, but I got confused and peed in his ashtray.
- Doktorum bana bir fincana işememi söyledi ama karıştırdım ve onun kül tablasına işedim.
- kül tablası
- extinguisher
- kül kedisi
- Cinderella
- kül muhtevası
- ash content
- kül dökülmüş yarış yolu
- dirt track
- kül etmek
- to destroy (something, everything someone owns)
- kül etmek
- to ruin, to destroy, to consume
- kül gibi
- ashen
- kül gibi
- ashy
- kül gibi ashen
- (face)
- kül ile ilgili
- cinerary
- kül kabı
- (ölü) cinerary urn
- kül kesilmek
- (for someone's face) to blanch, go ashen
- kül olmak
- to be reduced to ash
- kül olmak
- 1. to become ashes, be reduced to ashes. 2. to be utterly ruined, lose all that one owns. 3. to be worn out from grieving
- kül olmak
- burn to a cinder
- kül pidesi
- a thin, flat bread baked in hot ashes
- kül rengi yelkovan
- (Tabiat Doğa) (kuş, Fam: yelkovangiller,ebabil) sooty shearwater
- kül saklama küpü
- (ölü) mortuary urn
- kül suyu
- lye
- kül tenekesi
- ash bin
- kül vinci
- ash hoist
- kül yakısı
- blister made of hot ashes
- kül yutmak
- to be sucked, to be duped
- kül yutmak
- slang to be duped, get taken for a ride
- kül yutmamak
- to be no flies on sb
- kül yutmamak
- be up to snuff
- kül yutmaz
- hard-boiled
- kül çukuru
- ashpit
- ince kül
- fly ash
- kül rengi
- ashy
- ayaklı kül tablası
- footed ashtray
- beniz kül gibi olmak
- to turn very pale
- kömür artığı kül
- breeze
- kül rengi
- cinereous
- kırmızı kül
- (Tarım) red ashes
- lütfen bir kül tablası getirin
- Please bring me an ashtray
- mangalda kül bırakmamak
- slang to talk big
- mineralin ısıtılmasından geriye kalan kül
- calx
- temiz bir kül tablası alabilir miyim
- Could I have a clean ashtray
- toplam kül
- total ash
- uçan kül
- flue dust, fly ash
- uçucu kül
- fly ash
- volkanik kül
- volcanic ash
- yakıp kül etmek
- to incinerate, to burn sth down, to burn sth out
- yakıp kül etmek
- consume
- yanıp kül olmak
- burn down
- yanıp kül olmak
- burn
- yanıp kül olmak
- to be burnt out, to burn down