küfür küfür

listen to the pronunciation of küfür küfür
التركية - الإنجليزية
(for a wind to blow) softly and coolly
küfür etmek
(Ticaret) swear

She knows five languages, but when she wants to swear, she does so in her maternal language. - Beş yabancı dil biliyor ama küfür etmek istediği zaman kendi ana dilinde konuşuyor.

Swearing relieves the pain. - Küfür etmek ağrıyı hafifletir.

küfür
swearing

I am swearing at that jerk! - O pisliğe küfür ediyorum!

Swearing relieves the pain. - Küfür etmek ağrıyı hafifletir.

küfür
swearword
küfür
sacrilege
küfür
curse

The coffee has got to be as hot as a girl's kiss on the first date, as sweet as those nights in her arms, and as dark as the curse of her mother when she finds out. - Kahve bir kızın ilk buluşmasındaki öpücük kadar sıcak, o gece kızın kucağı kadar yumuşak ve annesinin kızı bulduğu zaman ettiği küfürler kadar siyah olmalıdır.

What's your favorite curse word? - En sevdiğin küfür hangisi?

küfür
(Kanun) swear

Tom usually says Pardon my French whenever he swears. - Tom her ne zaman küfür etse, genellikle Fransızcamı bağışlayın diyor.

He often swears when he is angry. - Kızgın olduğunda sık sık küfür eder.

küfür
profane
küfür
scurrilously
küfür
billingsgate
küfür etmek
abuse
küfür etmek
use bad language
sunturlu küfür
violent oath
küfür
profanity

Tom never uses profanity. - Tom asla küfür kullanmaz.

ağız dolusu küfür
unrestrained swearing
kandilli küfür
violent swearing; resounding oath
kantarlı küfür
slang violent swearing; violent oath
küfür
swearing, using profanity, cussing
küfür
abuse
küfür
oath
küfür
contumely
küfür
invectives
küfür
swearword, oath, cuss
küfür
expletive
küfür
strong language
küfür
swearword, abuse, oath, curse, strong language; blasphemy, impiety, sacrilege
küfür
scurrility
küfür
cuss
küfür
a bad word
küfür
invective
küfür
blasphemy

The angry mob wanted Jesus killed for blasphemy. - Öfkeli kalabalık küfür için İsa'nın öldürülmesini istedi.

Praise is more valuable than blasphemy. - Hamd küfürden daha değerlidir.

küfür
cuss word
küfür
(-frü) ungodliness, impiety, blasphemy; atheism; polytheism
küfür
revilement
küfür etmek
abuse at smb. hurl
küfür etmek
to abuse, to curse
küfür etmek/ü basmak/ü savurmak
to swear, cuss
küfür savurmak
hurl curses
küfür savurmak
hurl abuse at smb
küfür savurmak
to revile
küfür yağdırmak
pour forth
küfür yağdırmak
pour out
okkalı küfür oath which turns
the air blue
التركية - التركية
Tatlı, serin ve hafif bir biçimde eserek
küfür
Sövme, sövmek için söylenen söz, sövgü: "Neydi o kaba saba konuşmalar, o çirkin küfürler!"- A. İlhan
küfür
(Osmanlı Dönemi) Allah'ı inkâr etme, inançsızlık dinsizlik
küfür etmek
Sövmek
KÜFÜR
(Hukuk) Sövme, sövgü
kandilli küfür
İşitilmedik, çok ağır sövgü
kantarlı küfür
Ağır sövgü
küfür
Tanrı'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etme ve bu yolda söylenen söz
küfür
Olumlu işleri kötü gösterme, varlıkları inkâr etme
küfür
Olumlu işleri kötü gösterme, varlıkları inkâr etme: "Her şeyi inkâr eden küfür devresi gelmemiş olsaydı, şüphesiz bu güzel şeyler sönüp gitmeyecekti."- M. Ş. Esendal
küfür
Sövme, sövmek için söylenen söz, sövgü
küfür
Tanrı 'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etme ve bu yolda söylenen söz
sunturlu küfür
Çok kötü, berbat, ağza alınmaz küfür