التركية - الإنجليزية
تعريف kötü niyetli في التركية الإنجليزية القاموس.
- malicious
Malicious gossip spreads like wildfire. I guess that's why they say bad news travels fast.
-Kötü niyetli dedikodular orman yangını gibi yayılır.Sanırım kötü haber tez yayılır demelerinin nedeni budur.
Sami was a vicious malicious salesman.
-Sami kötü niyetli bir satıcıydı.
- malicious, malignant, evil-minded
- wanton
- ill affected
- ill intentioned
- gloating
- ill disposed
- poisonous
- malignant
- (bakış) baleful
- sinister
- malevolent
- hateful
- jaundiced
- evil-minded
- up to no good
- malintent
- ill-disposed
- {s} vicious
Sami was a vicious malicious salesman.
-Sami kötü niyetli bir satıcıydı.
- kötü niyetli kimse
- ghoul
- kötü niyetli veya edebe aykırı telefon çağrıları
- (Hukuk) malicious or obscene telephone calls
- kötü niyet
- malice
I bear him no malice.
-Ona karşı hiçbir kötü niyet taşımıyorum.
There was no malice in what he did.
-Onun yaptığında hiçbir kötü niyet yoktu.
- kötü niyet
- {i} viciousness
- kötü niyet
- ill will
- kötü niyet
- malevolence
- kötü niyet
- animus
- kötü niyet
- ill-will
- kötü niyet
- wantonness
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف kötü niyetli في التركية التركية القاموس.
- Kötü niyet
- kast
- Kötü niyet
- suiniyet
المصطلحات ذات الصلة
kötü niyetli
الواصلة
kö·tü ni·yet·liالنطق
Resimler
السابق
المفضلات