تعريف köşeli في التركية الإنجليزية القاموس.
- angular
- gon
- cornered, angled, angular
- angled
- cornered
- angle
- köşe
- edge
I hit my funny bone on the edge of the table.
- Dirseğimi masanın köşesine çarptım.
The soldiers cornered Tom at the edge of a high cliff.
- Askerler yüksek bir uçurumun kenarında Tom'u köşeye sıkıştırdılar.
- köşe
- {i} corner
There's a pub just around the corner.
- Köşe başında bir meyhane var.
In this corner of the room I'd like to put a house-plant.
- Odanın bu köşesinde bir sera kurmak isterim.
- köşeli sütun
- obelisk
- köşeli kesilmiş tahta parçası
- square-cut piece of wood
- köşeli parantez
- square bracket
- köşeli agregat
- angular aggregate
- köşeli ayraç print
- bracket, square bracket
- köşeli mesnet
- angle bracket
- köşeli olma
- angularity
- köşeli tampon
- corner bumper
- köşeli yansıtıcı
- corner reflector
- köşe
- {i} nook
- köşe
- (Matematik) vertex
- köşe
- vertice
How many vertices and faces does a pentagonal prism have?
- Bir beşgen prizmanın kaç köşesi ve yüzeyi vardır?
- köşe
- (Bilgisayar) miter
- köşe
- quoin
- köşe
- column
That man is a newspaper columnist.
- Şu adam bir gazete köşe yazarı.
Tom's column appears weekly.
- Tom'un köşe yazısı haftalık olarak çıkıyor.
- köşe
- alcove
- köşe
- zag
- köşe
- on the corner
Tom thought the little place on the corner might be a good place to eat.
- Tom köşedeki küçük yerin yemek yemek için iyi bir yer olabileceğini düşündü.
There used to be a post office on the corner.
- Köşe başında postahane vardı.
- altı köşeli yıldız
- hexagram
- beş köşeli yıldız
- pentacle
- dört köşe/köşeli
- four-cornered, four-sided; square
- dört köşeli
- square
- dört köşeli
- four-cornered, quadrangular, quadrate
- dört köşeli
- quadrangular
- dört köşeli
- four-cornered
- dört köşeli
- quadrate
- dört köşeli sütun
- pilaster
- keskin köşeli
- sharp cornered
- keskin köşeli
- sharp-edged
- keskin köşeli kum
- sharp sand
- köşe
- quarter
- köşe
- angle
Triangles don't have four angles.
- Üçgenlerin dört köşesi yoktur.
A square has four angles.
- Bir karenin dört tane köşesi vardır.
- köşe
- corner; nook; (gazetede) column
- köşe
- turning
Turning the corner, you will find my house.
- Köşeyi dönünce, evimi bulacaksın
- köşe
- gonio
- köşe
- out-of-the-way place, secluded spot, nook
- köşe
- cantle
- sekiz köşeli
- octangular
- sekiz köşeli
- octagonal
- sekiz köşeli işaret
- octagonal sign
- yuvarlak köşeli
- round-edged
- çok köşeli
- polygonal
- çok köşeli cisim
- polygon
- üç köşeli
- deltoid
- üç köşeli bağlantı
- delta connection
- üç köşeli parça
- triangle