kâsıt

listen to the pronunciation of kâsıt
التركية - الإنجليزية
{i} intention

He broke the window intentionally. - O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.

Yes, I did this intentionally. - Evet, bunu kasıtlı yaptım.

intent

His mistake was intentional. - Onun hatası kasıtlıydı.

I'm sure that wasn't intentional. - Onun kasıtlı olmadığına eminim.

intention, purpose; evil purpose
premeditation
deliberateness
malice aforethought
law criminal intention, intent to harm or do wrong
purpose

Susan broke the dish on purpose to show her anger. - Susan, öfkesini göstermek için kasıtlı olarak tabak kırdı.

He didn't do it on purpose. - O onu kasıtlı yapmadı.

meaning
malice prepense
purpose, design, intention
malice
(Pisikoloji, Ruhbilim) mens rea
evil purpose
thought
cana kasıt
intent to murder
التركية - التركية