Yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alıyor.
- The lonely patient derives pleasure from sewing.
Dikiş dikmeyi bıraktı ve biraz çay içti.
- She stopped sewing and had some tea.
Tom'un eskiden uyuduğu odada bir dikiş makinesi ve bir ütü masası var.
- There is a sewing machine and an ironing board in the room where Tom used to sleep.
Annem bana dikiş makinesini verdi.
- My mother gave me her sewing machine.
O bir elbise dikiyor.
- She is sewing a dress.
Ben, yeni bir dikiş makinesi satın aldım.
- I bought a new sewing machine.