O, uçağa binmeden önce bana el salladı.
- She waved at me before she got on board the plane.
Onlar aynı uçağa bindiler.
- They were on board the same airplane.
Bayanlar ve baylar, gemiye hoş geldiniz.
- Ladies and gentlemen, welcome on board.
Biz bir gemiye bindik.
- We went on board a ship.
Uçak patladı ve okyanusa düştü ve uçaktaki herkes öldü.
- The plane exploded and plunged into the ocean, killing all the people on board.
Bütün yolcular uçakta mı?
- Are all the passengers on board?
Gemide bir doktor var mı?
- Is there a doctor on board?
Gemide iki kadın vardı.
- There were two women on board.
Is that new teammate properly on board yet?.