Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
- Shall we start the meeting now?
O şimdi iyi; ne çok ağır ne de çok hafif.
- It's good now; neither too heavy nor too light.
Şu anda bir bira içiyorum.
- I'm drinking a beer right now.
Tom'un şu anda Boston'da olmadığını duyuyorum.
- I hear that Tom isn't in Boston now.
İlerlemek ve faturayı hemen ödemek sanırım mantıklı olur.
- I suppose it makes sense to go ahead and pay the bill right now.
Onu hemen yapabilir miyim?
- May I do it right now?
Şu an sadece ısınıyorum.
- I am only warming up now.
Şu an uzun eteklerin modası geçmiştir.
- Long skirts are out of fashion now.
Şimdi bile, biz halen onun gerçek katil olduğundan şüpheleniyoruz.
- Even now, we still doubt that he is the real murderer.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Şimdi bile zaman zaman artçı şoklar var.
- Even now there are occasional aftershocks.
The pudding was now ready to be served.
Now I am six.
Now, stop that Jimmy!.
We all want what is now best for our children.
I think this band's sound is very now.