jedermann

listen to the pronunciation of jedermann
ألمانية - التركية
{'ye: dırman} herkes
herkes
'ye: dırman herkes
kimse yok mu
şahsın
ferd
ferdin
herkesin
herke
herkesi
herkese
الإنجليزية - التركية

تعريف jedermann في الإنجليزية التركية القاموس.

everyone
herkes

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.

O herkes tarafından sevilir. - She is loved by everyone.

everyone
her biri
everybody
elalem
everybody
dünya

Herkes benim gibi düşünse, dünya daha iyi bir yer olurdu. - If everybody thought the way I did, the world would be a much better place.

Herkes benim gibi olsaydı dünya çok daha iyi bir yer olurdu. - If everybody were me, the world would be a much better place.

everybody
dünya alem
Everyman
{i} sıradan adam
Everyman
{i} sokaktaki adam
Everyman
{i} herhangi bir kimse, sokaktaki adam
all and sundry
herkes
all and sundry
her biri
all and sundry
(deyim) herkes,her cesit insan
all and sundry
hepsi
everybody
herkes

Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu. - Everybody knew that she was being pushy.

Herkes seni bekliyor. - Everybody is waiting for you.

ألمانية - الإنجليزية
everybody
everyone

This type of music is not to everyone's taste. - Diese Art Musik ist nicht jedermanns Geschmack.

This isn't everyone's cup of tea. - Das ist nicht jedermanns Sache.

Everyman
all and sundry
abody
Jedermann-Festnahme
citizen's arrest
'Jedermann' (von Hofmannsthal / Werktitel)
'Everyman' (by Hofmannsthal / work title)
Der Club ist für jedermann zugänglich.
The club is open to all and sundry
Es gibt keine Patentlösung für jedermann.
There is no sure-fire solution for everyone
etw. für jedermann zugänglich machen
to mainstream something