İki günde bir o onu aradı.
- She called him every other day.
Tom her iki günde bir buraya gelir.
- Tom comes here every other day.
Mary, öğle yemeği için gün aşırı o restorana gider.
- Mary goes to that restaurant for lunch every other day.
Gün aşırı alışverişe giderim.
- I go shopping every other day.