O, Japonya'ya çocuk olarak geldi.
- Przybył do Japonii jako dziecko.
Toplantı nasıl geçti?
- Jak poszło spotkanie?
Satrancın nasıl oynanacağını biliyor musun?
- Wiesz, jak się gra w szachy?
Ne kadar hızlı yüzüyor
- Jak ona szybko pływa!
Ne kadar hızlı koşabilirsin?
- Jak szybko umiesz biegać?
Apple's new iPhone doesn't have a headphone jack.
- Apple'ın yeni iPhone'unun kulaklık jakı yok.
The next day, I bought a jackfruit.
- Ertesi gün, bir jak meyvesi satın aldım.