The unstable security situation in Syria also affects Turkey.
- Suriye'deki istikrarsız güvenlik durumu Türkiye'yi de etkilemektedir.
This test suite is unstable.
- Bu test maiyeti istikrarsız.
Their situation is precarious.
- Durumları istikrarsızdır.
The market is very volatile.
- Pazar çok istikrarsız.
Sami wanted stability.
- Sami istikrar istiyordu.
Sami was looking for some stability.
- Sami biraz istikrar arıyordu.
Jack and Betty have been going steady for a month.
- Jack ve Betty bir aydır istikrarlı olarak gitmektedirler.
Tom is going steady with Mary.
- Tom Mary ile istikrarlı gidecek.
Kararlılık başarının anahtarıdır.
- İstikrar başarının anahtarıdır.
Kararlılık, bildiğiniz gibi, başarının anahtarıdır.
- İstikrar, malumunuz üzere, muvaffakiyetin anahtarıdır.