istemci

listen to the pronunciation of istemci
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) requester
client

What's your favorite email client? - Favori eposta istemcin kimdir?

istem
volition
istemci ekle
(Bilgisayar) add client
istemci sunucu
client-server
istemci yazılımı
(Bilgisayar) client software
istemci-sunucu
(Bilgisayar) client/server
istemci-sunucu mimarisi
client-server architecture
istemci-sunucu uygulaması
(Bilgisayar) client/server application
istemci/sunucu
(Bilgisayar) client-server
istemci bilgisi
(Bilgisayar) clientinfo
istemci kimlik doğrulaması
(Bilgisayar) client authentication
istemci sil
(Bilgisayar) delete client
istemci sunucu modeli
(Bilgisayar) client-server model
istemci sunucu uygulaması
(Bilgisayar) client-server application
istemci sıd
(Bilgisayar) client sid
istemci yükle
(Bilgisayar) install client
istemci-satıcı
(Bilgisayar) client-vendor
istem
request

As you requested, I have attached a recent passport-sized photograph. - İstemiş olduğunuz gibi, yeni çekilmiş bir vesikalık fotoğrafımı ekledim.

I must request you to obey my orders. - Emirlerime uymanı istemeliyim.

istem
(Ticaret) run

I don't want to run into Tom. - Tom'a rastlamak istemiyorum.

I don't want to run into them. - Onlara rastlamak istemiyorum.

istem
(Bilgisayar) prompt
istem
claim

I do not want to reject this claim. - Ben bu iddiayı reddetmek istemiyorum.

istem
option

Are you sure you don't want to consider another option? - Başka bir seçenek düşünmek istemediğinden emin misin?

istem
call

Tom called Mary to ask her whether she wanted him to buy some bread on his way home from work. - Tom Mary'yi işten eve giderken onun biraz ekmek almasını isteyip istemediğini sormak için aradı.

Tom didn't want Mary to call him all the time. - Tom Mary'nin her zaman kendisini aramasını istemiyordu.

istem
will

You have only to ask for it and it will be given to you. - Siz sadece onu istemek zorundasınız ve o size verilecektir.

If anyone is not willing to work, then he is not to eat, either. - Çalışmak istemeyen, yemek de yemesin.

istem
will, volition
istem
demand, request; will, volition
istem
formal request, demand
istem
demand

We're here to demand justice. - Adalet istemek için buradayız.

I didn't demand anything. - Hiçbir şey istemedim.

istem
solicitation
istem
(Ekonomi)demand
yerel istemci
local client
İstemci
prompt
التركية - التركية

تعريف istemci في التركية التركية القاموس.

istem
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu
istem
İrade veya isteğin eylem durumunda belirmesi
istem
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu: "Senin yanındayım, sana geliyorum / Senin isteminle cana geliyorum."- F. Halıcı. İrade veya isteğin eylem durumunda belirmesi
İSTEM
(Osmanlı Dönemi) Zulüm ve sitem
istemci
المفضلات