istedin

listen to the pronunciation of istedin
التركية - الإنجليزية
wanted

You wanted me to do that, didn't you? - Bunu yapmamı istedin, değil mi?

Have you ever wanted to make a comment, but posted it as a translation by mistake? - Sen hiç yorum yapmak istedin mi, fakat onu yanlışlıkla bir çeviri olarak postaladın mı?

Simple past tense and past participle of want
subject to immediate detainment by law enforcement authorities on sight
{s} requested, sought after (as a criminal)
desired or wished for or sought; "couldn't keep her eyes off the wanted toy"; "a wanted criminal"; "a wanted poster
wished for; desired; sought
past of want
iste
{f} like

Would you like to dance with me? - Benimle dans etmek ister misin?

I'd like to go to London. - Londra'ya gitmek isterim.

iste
require

I don't require your understanding. - Anlayışını istemiyorum.

Is there anything else you require? - İstediğin başka bir şey var mı?

iste
(Bilgisayar) request

A map is available upon request. - İstek üzerine bir harita mevcuttur.

My boss refused my request for a raise. - Patronum zam isteğimi reddetti.

iste
(Bilgisayar) pull
iste
adjure
iste
{f} willed
iste
{f} required

I would like to but I have a required course tonight. - İsterim ama bu gece gerekli bir kursum var.

Reservations are required. - Rezervasyon isteniyor.

iste
{f} appealing
iste
{f} requested

Mary requested a raise from her boss. - Mary patronundan bir zam istedi.

Tom requested my assistance. - Tom yardımımı istedi.

iste
{f} craving

I have some cravings. - Benim bazı isteklerim var.

iste
adjure to
iste
covet
iste
crave
iste
want to

I don't want to identify myself with that group. - Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.

I don't want to see your faces. - Yüzlerinizi görmek istemiyorum.

iste
call for

Why didn't Tom call for help? - Tom neden yardım istemedi?

Tom decided to call for help. - Tom yardım istemeye karar verdi.

iste
{f} willing

My sponsor was willing to agree to my suggestion. - Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.

I assume you are willing to take the risk. - Riski almaya istekli olduğunuzu varsayıyorum.

iste
adjure to be
iste
make a request
iste
want to be
iste
desired

Your English composition leaves almost nothing to be desired. - Senin ingilizce kompozisyonun neredeyse istenecek bir şey bırakmıyor.

There remains nothing to be desired. - İstenilen bir şey yok.

iste
want#to
iste
adjureto
iste
coveted
iste
wantto
ne demek istedin?
what did you mean?
التركية - التركية

تعريف istedin في التركية التركية القاموس.

iste
(Osmanlı Dönemi) becü
istedin
المفضلات