You should assume that we won't have enough money to buy everything we want.
- İstediğimiz her şeyi satın almak için yeterli paramız olmadığını varsaymalısın.
He asked us what we wanted.
- O bize ne istediğimizi sordu.
Would you like to dance with me?
- Benimle dans etmek ister misin?
Would you like some coffee?
- Biraz kahve ister misin?
Playing the violin requires much practice.
- Keman çalmak çok pratik ister.
I am sorry, but I cannot meet your requirement.
- Üzgünüm ama isteğinizi yerine getiremem.
Did you request a new desk?
- Yeni bir masa istediniz mi?
When I asked him to lend me some money, he turned down my request.
- Ondan bana biraz ödünç para vermesini istediğimde, o, ricamı geri çevirdi.
Reservations are required.
- Rezervasyon isteniyor.
I would like to but I have a required course tonight.
- İsterim ama bu gece gerekli bir kursum var.
Mary requested a raise from her boss.
- Mary patronundan bir zam istedi.
He requested my assistance.
- O benim yardımımı istedi.
I have some cravings.
- Benim bazı isteklerim var.
Do you want to go to the movies or to the theater?
- Sinemaya mı tiyatroya mı gitmek istersin?
Do you want to come with us?
- Bizimle gelmek ister misiniz?
Tom heard Mary call for help.
- Tom Mary'nin yardım istediğini duydu.
They would call for help.
- Onlar yardım istediler.
I assume you are willing to take the risk.
- Riski almaya istekli olduğunuzu varsayıyorum.
My sponsor was willing to agree to my suggestion.
- Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.
Dan desired to kill Linda.
- Dan Linda'yı öldürmek istedi.
There remains nothing to be desired.
- İstenilen bir şey yok.