Tom may have to cancel the party.
- Tom partiyi iptal etmek zorunda kalabilir.
I'd like to cancel tomorrow's meeting.
- Yarınki toplantıyı iptal etmek istiyorum.
We had to call off the game because of rain.
- Yağmurdan dolayı oyunu iptal etmek zorunda kaldık.
To our regret, we were obliged to call off the game, which we had been looking forward to.
- Ne yazık ki, oyunu iptal etmek zorunda bırakıldık, ki bunu dört gözle bekliyorduk.
We must abolish the death penalty.
- Ölüm cezasını iptal etmeliyiz.
Tom rescinded his offer.
- Tom teklifini iptal etti.
We should cancel the hike.
- Yürüyüşü iptal etmeliyiz.
Tom needs to cancel his flight.
- Tom'un uçuşunu iptal etmesi gerekiyor.
I had to call off the party.
- Partiyi iptal etmek zorunda kaldım.
We had to call off the game because of rain.
- Yağmurdan dolayı oyunu iptal etmek zorunda kaldık.
I got my license revoked.
- Lisansımı iptal ettirdim.
Are you really going to get your license revoked?
- Gerçekten ehliyetini iptal ettirecek misin?
I don't want to abort the mission now.
- Şimdi görevi iptal etmek istemiyorum.