inward pull; something which excites interest and attention

listen to the pronunciation of inward pull; something which excites interest and attention
الإنجليزية - التركية

تعريف inward pull; something which excites interest and attention في الإنجليزية التركية القاموس.

attraction
{i} çekicilik

O önemli bir turistik çekicilik. - It's a major tourist attraction.

Bu günlerde orada Çekicilik Kanunu hakkında birçok konuşma var ama ben böyle bir şeyin var olduğunu sanmıyorum. - These days there is a lot of talk about the Law of Attraction, but I don't think such a thing exists.

attraction
{i} cazibe

Bu kitap için herhangi bir cazibe hissediyor musun? - Do you feel any attraction for this book?

Bu saray bizim şehirde en ünlü ve en iyi takdir edilen cazibesidir. - This palace is the most famous and best appreciated attraction in our city.

attraction
çekim/cazibe
attraction
sempati
attraction
çekici şey
attraction
(Diş Hekimliği) 1. Çekilim. 2. Çenelerin anormal olarak sıkı sıkıya kapandıkları bir maloklüzyon türü
attraction
çekici oluş
attraction
buyüleyici şey
attraction
{i} çekim

Manyetik bir çekimle birbirlerine çekildiler. - They were drawn to each other by a magnetic attraction.

Gezegenlerin kütlesi evrensel çekim yasasına göre hesaplanır. - The mass of the planets is calculated according to the law of universal attraction.

attraction
{i} fiz. çekim
attraction
{i} atraksiyon
attraction
{i} eğlence programı
attraction
{i} alımlılık
attraction
(Tıp) Cazibe, çekme kuvveti, çekim atraksiyon
attraction
eglence programı
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} attraction
inward pull; something which excites interest and attention
المفضلات