تعريف introduce في الإنجليزية التركية القاموس.
- {f} tanıtmak
Bazı arkadaşlarımı tanıtmak istiyorum.
- I'd like to introduce some friends of mine.
Baş konuşmacıyı tanıtmak zorunda kalacağımı bilmiyordum.
- I didn't know I was going to have to introduce the main speaker.
- tanıştırmak
Seni geçen gün bahsettiğim beyefendiyle tanıştırmak istiyorum.
- I'd like to introduce to you the gentleman I told you about the other day.
Seni onunla tanıştırmak istiyorum.
- I want to introduce you to her.
- {f} sunmak
- {f} getirmek
- {f} takdim etmek
- (Arılık) ana arı vermek
- {f} to -i tanıtmak: This book introduces preschool
- lanse etmek
- {f} to ile tanıştırmak: She introduced him to her mother. Onu annesiyle tanıştırdı
- {f} içeri sokmak
- (Avrupa Birliği) yürürlüğe koymak; getirmek, başlatmak
- introd sun/tanıt/tanıştır
- (Arılık) ana kazandırmak
- içine katmak
- tanıştır
Tom, Mary'yi John'a tanıştırdığından pişmanlık duyuyor.
- Tom regrets having introduced Mary to John.
Geçen Cuma seninle tanıştırdığım şirket başkanı seni tekrar görmek istiyor.
- The president of the company, to whom I introduced you last Friday, wants to see you again.
- {f} ortaya koymak
- {f} göstermek
- {f} başlamak
- ilk kısmını oluşturmak
- ortaya çıkarmak
- ilk kez getirmek
- {f} öğretmek
- taniştir
- sokmak
- uygulamak
- ileri sürmek
- introduce a ban
- yasak koymak
- introduce a demand
- (Kanun) talep etmek
- introduce a new thing
- ortaya çıkarmak
- introduce ban
- yasak getirmek
- introduce draft resolution
- (Politika, Siyaset) karar tasarısı sunma
- introduce into
- içine sokmak
- introduce into
- (deyim) içine yerleştirmek
- introduce into
- -e tanıtmak
- introduce into
- -e sunmak
- introduce into
- (deyim) içine geçmek
- introduce law
- kanun çıkarmak
- introduce legislation
- (Askeri) yasalara geçmek
- introduce restriction
- sınırlandırma getirmek
- introduce somebody to
- tanıştırmak
- introduce text
- (Bilgisayar) metni görüntüle
- introduce to
- tanıtmak
- introduce to
- (Dilbilim) tanıştırmak
Seni geçen gün bahsettiğim beyefendiyle tanıştırmak istiyorum.
- I'd like to introduce to you the gentleman I told you about the other day.
Tom'u Mary ile tanıştırmak istiyorum.
- I'd like to introduce Tom to Mary.
- introduce oneself
- Kendini tanıtmak
- introduce to
- (Dilbilim) e tanıtmak
- introduce to
- ile tanıştırmak
Tom'u Mary ile tanıştırmak istiyorum.
- I'd like to introduce Tom to Mary.
- introduce a bill
- (Kanun) yasa tasarısı sunmak
- introduce alkyl into
- (Tekstil) alkilleştirmek
- introducing
- tanıtım
Palmiye ağaçları gibi yabancı bitkilerin tanıtımı ekosistemlere zarar verebilir.
- Introducing foreign plants, such as palm trees can damage ecosystems.
- introduced
- tanıtılan
- introduced
- tanıtılmış
- introduced
- başlattı
Transistör'ün icadı yeni bir çağ başlattı.
- The invention of the transistor introduced a new era.
- introduced
- (Tıp) introduit
- introduced
- {f} tanıt
Ben bugün onun amcası tarafından bir bayana tanıtılacağını biliyorum.
- I know that he will be introduced to a lady by his uncle today.
Tom Mary'yi John'a tanıttı.
- Tom introduced Mary to John.
- introduced
- getirdi
- introducing
- sunucu
- to introduce
- (Hukuk) bir konu hakkında genel tanıtım yapmak
- introducer
- tanıtıcı
- re introduce
- yeniden tanıt
- introduces
- tanıştır(mak)
- present oneself, introduce oneself
- Kendini tanıtmak bulunmak
- to introduce
- tanıtmak
- to introduce correctly
- doğru tanıtmak
- introducer
- (Tıp) Herhangi bir boşluk veya kanal içinet üp v.s. sokmada kullanılan araç, özellikle larenks'ten tüp geçirmede kullanılan araç
- may i introduce you to my granddaughter
- sizi torunum ile tanıştırabilir miyim
- may i introduce you to my grandfather
- sizi dedem ile tanıştırabilir miyim
- may i introduce you to my grandmother
- sizi anneannem ile tanıştırabilir miyim
- may i introduce you to my grandson
- sizi torunum ile tanıştırabilir miyim
- may i introduce you to my husband
- sizi eşim ile tanıştırabilir miyim
- may i introduce you to my wife
- sizi eşim ile tanıştırabilir miyim