Bu dahili kullanım içindir.
- This is for internal use.
Harici düşmanları yenmek yetmez, dahili düşmanları da imha etmek lazımdır.
- It is not enough to defeat our external enemies, it is also necessary to exterminate our internal enemies.
Tom'un iç kanaması var.
- Tom is bleeding internally.
O, bu ülkenin iç işidir.
- That is an internal affair of this country.
Bu çocuk duygularını içselleştirir ve bunları ifade etmez.
- This child internalizes his emotions and does not express them.
İçten yanmalı motorlar, yakıt ve hava karışımını yakarlar.
- Internal combustion engines burn a mixture of fuel and air.
Stajyerler bodrumda çalışırlar ve hiç pencere yoktur.
- The interns work in the basement and there are no windows.
Stajyer uyku olmadan 72 saat çalıştıktan sonra öldü.
- The intern died after working for 72 hours without sleep.
O, Japonya'nın içişleri hakkında iyi bir bilgiye sahip.
- He has a good knowledge of the internal affairs of Japan.
Hiçbir ülkenin başka bir ülkenin içişlerine müdahale etmemesi gerekir.
- No country should interfere in another country's internal affairs.
homogeneous solid possessing lonng-range ,three dimensional internal order.
Tom bir stajyer doktor.
- Tom is a medical intern.
We saw the internal compartments.
The nation suffered from internal conflicts.
An internal investigation was conducted.
Her bleeding was internal.
The government interned thousands of Japanese-Americans during World War II.
I'll be interning at Universal Studios this summer.
... By the 1 870s, the internal combustion engine has arrived, ...
... 7 we have no absolute internal measures pleasure ...