Tom Amerikan tarihi ile çok ilgili.
- Tom is very interested in American history.
Tom okçulukla çok ilgili olduğunu söyledi.
- Tom said that he was very interested in archery.
Ania bilgisayarlara meraklıdır.
- Ania is interested in computers.
Piotr futbola meraklıdır.
- Piotr is interested in soccer.
Seni ilgilendiren bir şey var mı?
- Is there something that interested you?
Ben Esperanto öğrenmek istedim, çünkü beni çok ilgilendiriyordu.
- I wanted to learn Esperanto, because it interested me very much.
Mary is interested in politics.
- Mary interessiert sich für Politik.
Some students are not interested in Japanese history.
- Einige Studenten sind nicht an japanischer Geschichte interessiert.