Tom okçulukla çok ilgili olduğunu söyledi.
- Tom said that he was very interested in archery.
Ben sanatla yürekten ilgiliyim.
- I am deeply interested in art.
Piotr futbola meraklıdır.
- Piotr is interested in soccer.
Ania bilgisayarlara meraklıdır.
- Ania is interested in computers.
Ben Esperanto öğrenmek istedim, çünkü beni çok ilgilendiriyordu.
- I wanted to learn Esperanto, because it interested me very much.
Seni ilgilendiren bir şey var mı?
- Is there something that interested you?
He is not just interested, he's crazy about it.
- Er ist nicht nur interessiert, er ist geradezu verrückt danach.
In reality, all they are interested in is power.
- In Wirklichkeit sind sie nur an Macht interessiert.