Dünyada bir sürü sahtekar insan var.
- There are a lot of frauds on the world.
Akademik sahtekarlık muhtemelen düşündüğünden daha yaygın olabilir.
- Academic fraud may be more common than you think.
Açıkçası bu bir dolandırıcılık.
- Clearly, it's a fraud.
Birkaç yıl önce, bu kitap bir dolandırıcılık olarak ortaya çıkmıştır.
- A couple of years ago, this book was exposed as a fraud.
Son zamanlarda bir çok hileli iğrenç olaylar vardı.
- Recently there have been a lot of nasty incidents with fraud.
Tom, Batı medyasında yaygın bir biçimde seçim hilesiyle suçlandı.
- Tom was widely accused in the Western media of election fraud.
O dolandırıcılıktan suçludur.
- She is guilty of fraud.
Tom Mary'yi bir dolandırıcı olarak ortaya çıkardı.
- Tom exposed Mary as a fraud.
Tom sahtekârlıktan suçlu.
- Tom is guilty of fraud.
Akademik sahtekarlık muhtemelen düşündüğünden daha yaygın olabilir.
- Academic fraud may be more common than you think.