Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı.
- Tom made this mistake intentionally.
Onun kasıtlı olmadığına eminim.
- I'm sure that wasn't intentional.
İşlerine karışmaya niyetim yok.
- I have no intention of meddling in your affairs.
Benim niyetim size herhangi bir şekilde zarar vermek değildir.
- It is not my intent to hurt you in any way.
Tom onu kasten yapmadı.
- Tom didn't do that intentionally.
Güzelliğini kasten sakladığını mı söylüyorsun?
- Are you saying you intentionally hide your good looks?
Tom'un maksatları oldukça açıktı.
- Tom's intentions were quite clear.
Onun maksatları belirsizdi.
- His intentions were unclear.
Amaçlarını bilmem gerekiyor.
- I need to know your intentions.
Onların amaçları açıktır.
- Their intentions are obvious.
Tom bilerek son sayfayı boş bıraktı.
- Tom intentionally left the last page blank.
Bu sayfa bilerek boş bırakılmıştır.
- This page has been intentionally left blank.
Para kazanmayla o kadar meşguldü ki başka bir şey düşünecek vakti yoktu
- He was so intent on money-making that he had no time to think of anything else.
Sen onu kasıtlı olarak mı yaptın?
- Did you do that intentionally?
Sen kasıtlı olarak yeniliyorsun.
- You're intentionally throwing the game.
Fransızca öğrenmeye niyetli.
- She is intent on mastering French.
Polis suçluyu durdurmaya niyetliydi.
- The police were intent on stopping the criminal.
Tom dikkatle Mary'ye baktı.
- Tom stared at Mary intently.
Tom dikkatle dinliyor.
- Tom is listening intently.
O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.
- He broke the window intentionally.
Onun hatası kasıtlıydı.
- His mistake was intentional.
Jones was issued an intentional pass in order to face Smith.
Jones was given an intentional walk in order to face Smith.
Causality in the Intentionality Model is in the agency of the child. It is the child who perceived, who apprehends, who constructs the intentional state, who acts to express it, and who interprets what others do (including what they say) to construct a new intentional state.