Ben yönergeleri izlemedim.
- I didn't follow instructions.
Bütün yönergeleri izleyin.
- Follow all instructions.
Talimatları dikkatle okursanız, yanlış yapmazsınız.
- You can't go wrong if you read the instructions carefully.
O stajyerlere talimatları verdi fakat onlar talimatlarla ilgili karar veremediler.
- He gave instructions to the trainees, but they couldn't make heads or tails of them.
Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
- Instructional videos are a key component of many online courses.
Çocuklar açıklamaları anlıyor gibi görünmüyorlardı.
- The children didn't seem to understand the instructions.
Kırsalda İngilizce eğitimi seviyesi çok düşük.
- The level of English instruction in the country is very low.
Eğitimci öğleden sonraları talimatlar verdi.
- The trainer gave instructions in the afternoons.
Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
- Instructional videos are a key component of many online courses.
Bir bilgisayar programı bilgisayara ne yapacağını söyleyen bir talimatlar listesidir.
- A computer program is a list of instructions that tell the computer what to do.
Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim.
- I have attached instructions on how to use FTP to access our files.
Tom'un direktiflerini uyguladım.
- I carried out Tom's instructions.
I haven't read the instructions yet.
- I haven't yet read the instructions.
I haven't yet read the instructions.
- I haven't read the instructions yet.
I gave him the charge to get the deal closed by the end of the month.
If my instructions may be your guide.
Instruction will be provided on how to handle difficult customers.