instruction, education

listen to the pronunciation of instruction, education
الإنجليزية - التركية

تعريف instruction, education في الإنجليزية التركية القاموس.

teaching
öğretmenlik

O, bu bahar otuz yıldır öğretmenlik yapıyor olacak. - He will have been teaching for thirty years this spring.

Burası, onun öğretmenlik yaptığı okul. - This is the school where she is teaching.

teaching
öğretim

Okulumuz onun öğretim metotlarını benimsedi. - Our school adopted his teaching methods.

Öğretim tarzımın yanlış olduğunu düşünüyor musun? - Do you think that my way of teaching is wrong?

teaching
{f} öğret

Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler. - All our teachers were young and loved teaching.

Senin İngilizce öğretme yöntemin saçmadır. - Your method of teaching English is absurd.

teaching
ders

Okulu müdürümüz derse girmez. - Our principal does no teaching.

Tom şu anda bir sınıfa ders veriyor. - Tom is teaching a class right now.

teaching
öğreti

Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu? - What would happen if two powerful nations with different languages - such as United States and China - would agree upon the experimental teaching of Esperanto in elementary schools?

Ben bu öğretim yöntemine inanıyorum. - I believe in this method of teaching.

teaching
(isim) ders, öğretim, öğretme, öğretmenlik
teaching
{i} öğreti, ilke
teaching
{i} öğretme, öğretim
teaching
öğretim/öğreti
teaching
teaching machine öğretici makina
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} teaching
instruction, education
المفضلات