Yıldırım neredeyse anlıktır.
- Lightning is nearly instantaneous.
Gece yarısı aperatifi için anlık erişte yedim.
- I had instant noodles as a midnight snack.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Derhal sorunla ilgilenmeliyiz.
- We must deal with the problem instantly.
Tom bir kase çabuk hazırlanan erişte yedi.
- Tom ate a bowl of instant noodles.
Tom Mary'nin sesini hemen tanıdı.
- Tom instantly recognized Mary's voice.
Tom bir şeylerin yanlış olduğunu hemen bildi.
- Tom knew instantly that something was wrong.
Bilmiyorum. Bunun hepsi anında oldu.
- I don't know. It all happened in an instant.
Jet uçağı anında havalanır.
- The jet plane took off in an instant.
Bir araba tarafından çarpıldı ve anında öldü.
- He was hit by a car and died instantly.
Tom anında tepki gösterdi.
- Tom reacted instantly.
Derhal sorunla ilgilenmeliyiz.
- We must deal with the problem instantly.
O neredeyse aniden öldü.
- He died almost instantly.
Her iki adam da aniden öldü.
- Both men died instantly.
Her iki adam da aniden öldü.
- Both men died instantly.
O neredeyse aniden öldü.
- He died almost instantly.
Kız annesini görür görmez birden ağlamaya başladı.
- Instantly the girl saw her mother, she burst out crying.
He left the room for his relinquished sword, / And Julia instant to the closet flew.
Many instant messengers use all lower case letters, abbreviations, and smiley faces or other emoticons.
... for only a very brief instant in the recorded history of the universe. ...
... that appear right away as you type. Select a song, and instant mix selects 25 ...