Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

ingredient, single piece which forms part of a larger whole; part, constituent

listen to the pronunciation of ingredient, single piece which forms part of a larger whole; part, constituent
الإنجليزية - التركية

تعريف ingredient, single piece which forms part of a larger whole; part, constituent في الإنجليزية التركية القاموس.

component
{i} bileşen

Elektronik bileşenler saf izopropil alkol kullanarak temizlenebilirler. - Electronic components can be cleaned by using pure isopropyl alcohol.

Plazmid ve nükleoit DNA içeren bakteri bileşenleridir. - The plasmid and the nucleoid are bacterial components that contain DNA.

component
tamamlayıcı
component
{i} öğe
component
{i} parça

İçinde ne kadar karmaşık parçalar olduğunu farkettikten sonra dizüstünü söktüğüne anında pişman oldu. - He instantly regretted taking apart the laptop after realizing how many complex components there were inside.

component
bir tümü meydana getiren kısımlardan biri
component
(Otomotiv) bütünü oluşturan parça
component
(Dilbilim) bileştirici
component
parçalar

İçinde ne kadar karmaşık parçalar olduğunu farkettikten sonra dizüstünü söktüğüne anında pişman oldu. - He instantly regretted taking apart the laptop after realizing how many complex components there were inside.

component
(makine/vb.) parça
component
{s} bileşimde bulunan
component
{i} eleman
component
(Askeri) unsur
component
{i} tamamlayıcı parça
component
(Askeri) (MATERIAL) ANA PARÇA, AKSAM (MALZEME): İmalat, montaj, bakım veya tekrar inşada bir arada monte edilen kısımların, montaja hazır küçük parçaların ve montaj parçalarının bir montajı veya herhangi bir bileşimidir
component
(Askeri) ASLİ TEŞKİL: Bir bütünün bir parçası; Örneğin Kara Ordu'sunun Muvazzaf ve İhtiyat Asli Teşkilleri; Muvazzaf Ordu, ABD Milli Muhafız Teşkilatı ve Müşekkel İhtiyat Teşkilleridir. Celp suretiyle askere alınan personel, ABD Kara Ordusu'nun asli teşkil dışı mensuplarıdır
component
{i} öğe, unsur, parça, eleman, cüz
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} component
ingredient, single piece which forms part of a larger whole; part, constituent

    الواصلة

    ingredient, sin·gle piece which forms part of a larg·er whole; part, con·sti·tu·ent

    النطق

المفضلات