Gerçekler uzun yıllar boyunca açıklanmadı.
- The facts did not become public for many years.
Bu gerçek unutulmamalı.
- This fact must not be forgotten.
Olayın nedenini belirlemek için bir gerçeği bulma komitesi kuruldu.
- A fact-finding committee was set up to determine the cause of the incident.
Olay onun dürüstlüğünü kanıtlıyor.
- The fact proves his honesty.
O kitap, olgusal hatalarla doludur.
- That book is full of factual errors.
Bir kaynak olmadan olgusal ifadeler üretmeyin.
- Don't make factual statements without a source.
Başka insanları ikna etmek için gerekli olan bilgileri yazın.
- Write down the facts needed to convince other people.
Size gerçeklerle ilgili bilgi verdi mi?
- Did he acquaint you with the facts?