تعريف increase; growth; progress; advance. في الإنجليزية التركية القاموس.
- improvement
- {i} ilerleme
O, teniste büyük bir ilerleme kaydetti.
-He has made a big improvement in tennis.
İlerleme için yer var.
-There's room for improvement.
- improvement
- gelişim
Gelişim önerileri hoş karşılanır.
-Suggestions for improvements are welcomed.
- improvement
- {i} ıslah
- improvement
- iflah
- improvement
- (Politika, Siyaset) ilerletme
- improvement
- gelişme
İstikrarlı ekonomik gelişme vardı.
-There was steady economic improvement.
Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.
-Although the life of Chinese people is getting better and better now, there is still room for improvement.
- improvement
- (İnşaat) geişme
- improvement
- {i} düzelme
- improvement
- {i} düzeltme
- improvement
- {i} yenilik
- improvement
- {i} kalkındırma
- improvement
- {i} geliştirme; gelişme
- improvement
- (isim) düzelme, düzeltme, ıslah, gelişme, ilerleme, iyileşme, artma, verimli hale getirme, ıslah etme, kalkındırma, yenilik
- improvement
- {i} artma
- improvement
- (Mukavele) iyileştirme
Montaj bandında yaptığımız iyileştirmeler sonunda fiyatları düşürebilir.
-The improvements we've made on the assembly line could eventually lower prices.
İyileştirmeler olacak.
-There will be improvements.
- improvement
- gelişme/geliştirme
المصطلحات ذات الصلة
تعريف increase; growth; progress; advance. في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- improvement
Those vices which more particularly receive improvement by prosperity. -Robert South.