Bu durumda, 100 € lütfen.
- In this case, 100 euro please.
Bu durumda yanılıyorsunuz.
- You're wrong in this case.
Geç kalma ihtimaline karşın acele et.
- Make haste in case you are late.
Nakliyatın gecikme ihtimaline karşı özel gecikme sigortamız var.
- In case the shipment is delayed, we have special delay insurance.
Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız.
- You'll have to take his place in case he can't come.
Yangın olduğu takdirde bu butona bas!
- Push this button in case of fire!
O halde, ben sizin bugün gelmeniz gerektiğini düşünüyorum.
- In that case, I think you should come in today.
Tom ihtiyacı olur diye bıçağını getirdi.
- Tom brought his knife just in case he needed it.
Yağmur yağmaya başlar diye yanına bir şemsiye al.
- Take an umbrella with you in case it begins to rain.
Yangın durumunda, bu düğmeye basın.
- In case of fire, press this button.
Yangın durumunda bu camı kır.
- Break this glass in case of fire.
O takdirde, öyle olsun.
- In that case, so be it.
In case of emergency, break glass.
... So at the present time, the United States is suffering from a massive case of nuclear ...
... FUMIHIKO IMAMURA: And in the Japan case, the Japanese ...