Bu konuda söyleyecek hiç bir şeyim yok.
- I have nothing to say in this regard.
İnsan oğlu konuşma kabiliyeti bakımından hayvanlardan farklıdır.
- Man is different from animals in that he has the faculty of speech.
TV aklınızı pasif durumda tutması bakımından zararlıdır.
- TV is harmful in that it keeps your mind in a passive state.
Sözcük sık sık bu anlamda kullanılır.
- The word is frequently used in this sense.
İşler bu şekilde devam ederse yine aynı hatayı yapacaksın.
- You'll make the same mistake if things continue in this way.
Üniversitedeki öğrencilerin bu şekilde kültürel ufuklarını genişletme olanağı var.
- In this way, the students of the University have the opportunity to expand their cultural horizons.
Bu durumda yanılıyorsunuz.
- You're wrong in this case.
Bu durumda, 100 € lütfen.
- In this case, 100 euro please.
Böylece büyük bir piyanist oldu.
- He became a great pianist in this way.
Kaza bu şekilde oldu.
- The accident happened in this manner.
Bu konuda onun gerisinde kaldım.
- I fall behind him in this respect.
This essay is a good one in that it comprehensively outlines all the major arguments on this issue.