Bunun yerine sana başka sorununda yardım edeyim.
- Let me help you with your other problem instead.
Bunun yerine okyanusa bakan bir oda istiyorum.
- I'd like a room facing the ocean instead.
Onun yerine kart oynayalım.
- Let's play cards instead.
Benim canım çalışmak istemiyor. Onun yerine bir sinemaya gitmeye ne dersin?
- I don't feel like working. How about going to a movie instead?
Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
- Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
Doğru olan cümleleri değiştirmeyin. Yerine doğal görünen alternatif çeviriler ekleyebilirsiniz.
- Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations.