Tom onun dikkatini çekmek için gecenin ortasında Mary'nin penceresine taşlar attı fakat bunun yerine onun camını kırarak sonuçlandı ve Mary'nin babası polisi aradı.
- Tom threw rocks at Mary's window in the middle of the night to get her attention, but he ended up breaking her window instead and Mary's father called the cops.
Bunun yerine sana başka sorununda yardım edeyim.
- Let me help you with your other problem instead.
Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
- Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
Tom Boston'a transfer edilecekti fakat onun yerine onu kovmaya karar verdiler.
- Tom was going to be transferred to Boston, but they decided to fire him instead.
Doğru olan cümleleri değiştirmeyin. Yerine doğal görünen alternatif çeviriler ekleyebilirsiniz.
- Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations.
Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
- Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.