in the first place

listen to the pronunciation of in the first place
الإنجليزية - التركية
evvela
en önce
evvel emirde
ilk önce

İlk önce burada olmak istemedim. - I didn't want to be here in the first place.

Tom gerçeği ilk önce Mary'ye söylemeliydi. - Tom should've told Mary the truth in the first place.

her şeyden önce
Öncelikle, ilk olarak. "Of course İ cant go. İn the first place İ must work on Saturday. İn the second place İ have no money."
ilk etapta
first
birinci

Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız? - It turned out there was nobody who would be the first to talk about it. What do we do now?

O, satranç turnuvasında birincilik ödülünü aldı. - He carried off the first prize at the chess tournament.

first
ilkönce
first
baş yer
in first place
ilk olarak
in first place
en önce
first
en büyük
in first place
zaten
the first place
ilk sırada yer
first
(sıfat) ilk, birinci, baş, başta gelen, önde gelen
first
{i} ilk, birinci. z
first
{i} ilkin, evvela, ilkönce, önce
first
ondan evvel
first
en ileride
first
{s} baş, en büyük
first
en büyuk
first
ayın ilk günü

Kiranı her zaman ayın ilk gününde ödemen gerekiyor. - You're supposed to always pay your rent on the first of the month.

Tom her ayın ilk gününde kira öder. - Tom pays rent on the first day of every month.

first
firsts en iyi kalite eşya
first
ilk olarak

Dachshund sosisleri ilk olarak New York'ta popüler oldu, özellikle beyzbol oyunlarında. - Dachshund sausages first became popular in New York, especially at baseball games.

Bir dergi açtığında, genellikle ilk olarak burcunu okur. - When he opens a magazine, he will usually read his horoscope first.

first
{s} başta gelen
first
ilk defa olarak
first
(zarf) ilk olarak, başta, ilkönce, ilk kez, önce, öncelikle
first
{s} önde gelen

Yunanların önde gelen tanrısı Zeus'u şereflendirmek için İsa'dan Önce 776'da ilk Olimpiyat oyunları Olimpos Dağının eteğinde düzenlendi. - In 776 B.C., the first Olympic Games were held at the foot of Mount Olympus to honor the Greeks' chief god, Zeus.

first
başta

İlk başta, Meg vatan hasreti çekti. - At first, Meg was homesick.

En başta gitar çalamıyordum. - At first, I couldn't play the guitar.

first
{i} başlangıç

Başlangıçta stajyerler bu şirkette sakardılar. - At first, the trainees were awkward in his company.

Başlangıçta hatalarım hakkında endişeliydim. - I was worried about my mistakes at first.

in first place
aslında
in first place
ilk etapta
الإنجليزية - الإنجليزية
To begin with; earlier; first; at the start

In the first place, let's get the basics settled.

{a} first
before now; "why didn't you tell me in the first place?"
before now; "why didn't you tell me in the first place?
of primary import; "this is primarily a question of economics"; "it was in the first place a local matter"
in the first place

    التركية النطق

    în dhi fırst pleys

    النطق

    /ən ᴛʜē ˈfərst ˈplās/ /ɪn ðiː ˈfɜrst ˈpleɪs/

    فيديوهات

    ... Because that's how it started in the first place. ...
    ... first place. ...
المفضلات