in the event; should there be a need.

listen to the pronunciation of in the event; should there be a need.
الإنجليزية - التركية

تعريف in the event; should there be a need. في الإنجليزية التركية القاموس.

in case
takdirde: In case it's necessary, I can work late. Gerektiği takdirde geç vakte kadar çalışabilirim
in case
eğer diye
in case
ihtimaline karşı

Onlar yollarını kaybetme ihtimaline karşı yanlarında bir harita taşıdılar. - They carried a map with them in case they should lose their way.

Onun gelme ihtimaline karşı hazır olsan iyi olur. - You had better be ready in case he comes.

in case
(Fiili Deyim ) -dığı takdirde
in case
takdirde

Yangın olduğu takdirde bu butona bas! - Push this button in case of fire!

Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız. - You'll have to take his place in case he can't come.

in case
ise
in case
şayet
in case
-sı halinde
in case
-sı durumunda
in case
durumunda

Yangın durumunda, bu düğmeye basın. - In case of fire, press this button.

Yangın durumunda, çanı çal. - In case of fire, ring the bell.

in case
diye

Tom ihtiyacı olur diye bıçağını getirdi. - Tom brought his knife just in case he needed it.

Beni aramak istersin diye telefonumu bırakacağım. - I'll leave my number in case you want to call me.

just in case
ne olur ne olmaz
in case
takdirde: - İ can work late in case it's necessary.Gerektiği takdirde geç vakte kadar çalışabilirim
in case
olur diye, ...-ir diye
in case
dolayısıyla
just in case
Her ihtimale karşı

Her ihtimale karşı bir silah için etrafına bakındı. - I looked around for a weapon just in case.

Her ihtimale karşı yiyecek bir şey al. - Have something to eat just in case.

just in case
Olur ya belki

Just in case you were wondering .

الإنجليزية - الإنجليزية
just in case

Throughout 1782 and most of 1783 there was a mixture of defacto peace but preparedness for war just in case it should be resumed, a sort of cold war.

in case

In case of emergency, break glass.

in the event; should there be a need.
المفضلات