in spite of (the fact that...)

listen to the pronunciation of in spite of (the fact that...)
الإنجليزية - التركية

تعريف in spite of (the fact that...) في الإنجليزية التركية القاموس.

although
rağmen

Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar. - Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there.

Haritaya güvenmeme rağmen o hatalıydı. - Although I trusted the map, it was mistaken.

in spite of
rağmen

Güneşli havaya rağmen, hava oldukça serindi. - In spite of the sunny weather, the air was rather chilly.

Dört yaşındaki Amerikalı turist, aslında, Sichuan eyaletinin ünlü mayhoş mutfağına rağmen tamamen baharatlı sığır etinden yapılmamış olduğunu farkettiği için hayal kırıklığına uğradı. - A four-year-old American tourist was disappointed to realize that, in fact, the Sichuan province is not entirely made of spicy beef, in spite of its famously piquant cuisine.

although
olduğu halde
although
bağ. -diği halde, ise de, olmakla beraber: Although he's old he's a good dancer. Yaşlı olduğu halde iyi dans eder. Although I tried hard it
although
ise de
although
gerçi
although
-dığı halde
although
ile beraber
although
bununla birlikte
although
halde

Onunla gerçekte tanışmadığımız halde Mary hakkında çok şey biliyorum. - Although I know a lot about Mary, I haven't actually met her.

Sana söylediğim halde yapmadın bunu. - Although I tell you to, you don't do it.

in spite of
-e karşın
in spite of
-makla beraber
in spite of
olduğu halde
although
karamazdan
although
-e karşın
although
olmakla beraber
although
olmasına rağmen

İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı. - Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.

Genç olmasına rağmen, çok dikkatlidir. - Although he is young, he is very careful.

although
her ne halde
in spite of
e rağmen
in spite of
-e rağmen, -e karşın: " He's carrying on in spite of the difficulties. - Zorluklara rağmen devam ediyor."
in spite of
e karşı
although
baçlaç gerçi
although
conj. karşın
although
(bağlaç) karşın, ise de, rağmen, olduğu halde, gerçi
in spite of
-e rağmen
in spite of
-e rağmen, -e karşın: He's carrying on in spite of the difficulties. Zorluklara rağmen devam ediyor
in spite of
mukabil
in spite of
karşın

Ekonomik durgunluğa karşın, ticari ürün fiyatları hala yüksek. - In spite of the depression, the prices of commodities are still high.

الإنجليزية - الإنجليزية
although
in spite of
Despite, irrespective of, notwithstanding

No evening I had passed at Bly had the portentous quality of this one; in spite of which—and in spite also of the deeper depths of consternation that had opened beneath my feet—there was literally, in the ebbing actual, an extraordinarily sweet sadness.

in spite of
despite
in spite of
at heart

He seems to be very angry all the time but at heart is is a very gentle person.

in spite of
despite, notwithstanding
in spite of
after