Onun gelme ihtimaline karşı hazır olsan iyi olur.
- You had better be ready in case he comes.
Geç kalma ihtimaline karşın acele et.
- Make haste in case you are late.
Yangın olduğu takdirde bu butona bas!
- Push this button in case of fire!
Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız.
- You'll have to take his place in case he can't come.
Bazı durumlarda, meme ameliyatı koruyucu bir ameliyattır- meme kanseri riski yüksek olduğu düşünülenler tarafından alınan bir önlem.
- In some cases, mastectomy is prophylactic surgery - a preventive measure taken by those considered to be at high risk of breast cancer.
Bazı durumlarda, pidgin birinci dil haline geldi.
- In some cases, pidgin became a first language.
Beni aramak istersin diye telefonumu bırakacağım.
- I'll leave my number in case you want to call me.
Tom ihtiyacı olur diye bıçağını getirdi.
- Tom brought his knife just in case he needed it.
Yangın durumunda bu camı kır.
- Break this glass in case of fire.
Yangın durumunda, 119'u çevir.
- In case of fire, dial 119.
In case of emergency, break glass.