in pursuit of seeking

listen to the pronunciation of in pursuit of seeking
الإنجليزية - التركية

تعريف in pursuit of seeking في الإنجليزية التركية القاموس.

after
{s} sonraki

Ben sadece öğleden sonraki toplantıya katılamayacağımı sana bildirmek istiyorum. - I just want to let you know that I can't attend this afternoon's meeting.

Nagoya'dan sonraki durak nedir? - What's the stop after Nagoya?

after
arkasından

Jane geyiğin arkasından elinden geldiği kadar hızlı koştu. - Jane ran after the deer as fast as possible.

Bir grup çocuk tavşanın arkasından koştu. - A bunch of children ran after the rabbit.

after
conj. dikten sonra
after
yüzünden

O açlık ve yorgunluk yüzünden bayıldı, ancak bir süre sonra kendine geldi. - He fainted with hunger and fatigue, but came to after a while.

O, kötü bir soğuk algınlığı yüzünden yatakta olan kızkardeşine baktı. - She looked after her sister, who was in bed with a bad cold.

after
tarihinden sonra
after
in ardından
after
sonrası

Kısa bir mücadele sonrası, onlar kazandı. - After a brief fight, they won.

O, öğle yemeğinden önce çok iyiydi, ama sonrasında hasta hissetti. - She was very well before lunch, but felt sick afterward.

after
(Askeri) gemicilikte kıça yakın
after
-e rağmen
after
(Bilgisayar) yandaki süre sonunda
after
sonraları

O cumartesi öğleden sonraları ne yapıyor? - What does he do on Saturday afternoons?

Ben öğleden sonraları sık sık verandanın üstüne oturup okurum. - I often sit on the porch and read in the afternoon.

in pursuit of
in ardından
in pursuit of
peşinden
in pursuit of
takiben
in pursuit of
ardından
in pursuit of
peşinde

Sadece kendi mutluluğunuzun peşinde yaşamamalısınız. - You shouldn't live merely in pursuit of your own happiness.

Hayatını gerçeğin peşinde geçirdi. - She spent her life in pursuit of the truth.

after
den sonra
after
hakkında

Biz okuldan sonra her zaman birçok şey hakkında konuştuk. - We always talked about a lot of things after school.

Tom, o günkü olaylar hakkında yazdıktan sonra günlüğü kapattı. - Tom closed his diary after writing about that day's events.

after
-ın ardından/arkasından/peşinden
in pursuit of
-in peşinde
after
{e} için, yüzünden; -den dolayı
after
{e} göre

Hava tahminine göre bu öğleden sonra yağmurlu olacaktı ama öyle olmadı. - The weather forecast said that it would rain this afternoon, but it didn't.

Bu öğleden sonra seni tekrar göreceğim. - I'll see you again this afternoon.

after
{s} sonra gelen

Fırtınadan sonra gelen sakinlik. - The calm that comes after the storm.

after
(bağlaç) dikten sonra
in pursuit of
-i takip, -in peşinde
after
(sıfat) sonraki, izleyen, sonra gelen
after
(zarf) sonra, daha sonra, ardından, arkasından
in pursuit of
aranmasında
الإنجليزية - الإنجليزية
after
in pursuit of seeking

    الواصلة

    in pur·suit of seek·ing

    التركية النطق

    în pırsut ıv sikîng

    النطق

    /ən pərˈso͞ot əv ˈsēkəɴɢ/ /ɪn pɜrˈsuːt əv ˈsiːkɪŋ/
المفضلات