İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
- Angels watch from above as men fight amongst themselves.
Yukarıda verilen örneğe bak.
- See the example given above.
Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
- The clouds above moved fast.
Onlar yukarıdaki katta yaşıyor.
- They live on the floor above.
Bir buzdağının su altındaki parçası su üstündeki parçasından çok daha büyüktür.
- The part of an iceberg under the water is much larger than that above the water.
Bu kitabı her şeyden fazla seviyorum.
- I love this book above all.
Fenolftalein, 10.0 ya da daha fazla bir pH'a sahip olan bir baz varlığında parlak mora dönüşecektir ve 8.2 ya da daha az bir pH değerine sahip bir çözeltinin varlığında renksiz kalacaktır.
- Phenolphthalein will turn fuchsia in the presence of a base with a pH of or above 10.0 and will remain colorless in the presence of a solution with a pH of or below 8.2.
O, onura her şeyden daha çok değer verir.
- He values honor above anything else.
Yukarıda verilen örneğe bak.
- See the example given above.
Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
- The clouds above moved fast.
Her şeyden önce, birbirinize yardım etmelisiniz.
- Above all, you must help each other.
Televizyon şiddet gösteriyor, her şeyden önce daha genç insanları etkiler.
- Television shows violence, which influences, above all, younger people.
Biz ağaçların üzerindeki kuleyi görebiliyoruz.
- We can see the tower above the trees.
Ben, 300 doların üzerindeki bir kamerayı maddi olarak karşılayamam.
- I cannot afford a camera above 300 dollars.