Ben bir anlamda asabiyim.
- I am nervous in a sense.
Bir anlamda haklısın.
- You're right in a sense.
Sanırım onun söylediği bir bakıma doğru.
- I think what he said is true in a sense.
Bir bakıma, o klübe katılmayı reddetmekte haklısın.
- In a sense you are right in refusing to join that club.
Bir bakıma, Susie anneme benziyor.
- In a way, Susie seems like my mother.
Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
- Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.