Ona her yerde baktılar, ama hiçbir yerde bulamadılar.
- They looked everywhere for him, but couldn't find him anywhere.
Bunlar her yerde satılıyor.
- These are on sale everywhere.
Her tarafta insanlar var.
- We have people everywhere.
Her tarafım kaşınıyor.
- I feel itchy everywhere.
Her tarafta insanlar var.
- We have people everywhere.
Ayırdedilebilir bir işlev her yerde süreklidir.
- A function that is differentiable everywhere is continuous.
Bunlar her yerde satılıyor.
- These are on sale everywhere.
Tom neredeyse her yere baktığını söylese bile Mary'yi bulamadı.
- Tom couldn't find Mary even though he said he looked just about everywhere.
Her yere baktım fakat Tom'u bulamadım.
- I looked everywhere, but I couldn't find Tom.